GALATA KULESİ

Galata Kulesi, kesinlikle İstanbul'un göz alıcı yerlerinden biridir. Bu dokuz katlı kule 66.90 metre yüksekliğindedir ve Konstantinopolis'teki Ceneviz kolonisinin genişlemesi sırasında 1348 yılında inşa edildiğinde en yüksek binaydı. Kule, Cenevizliler tarafından Christea Turris (İsa Kulesi) ve Bizanslılar tarafından Megalos Pyrgos (Büyük Kule) olarak adlandırılır. Galata kulesi 1509'da Deprem, 1794 ve 1831'de yangın, 1875'te büyük fırtına nedeniyle çeşitli restorasyonlar gerçekleştirdi. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde çoğunlukla gözlemevi ve hapishane olarak işlev gördü.
Galata Kulesi, Mukarnas Taksim Hotel'e sadece 1,5 km uzaklıktadır. 18 dakika içinde kuleye yürüyerek veya nostaljik tramvaya binebilirsiniz.





İSTİKLAL CADDESİ

İstanbul-Taksim dendiğinde ilk akla gelen İstiklal Caddesi. Nostaljik tramvayların geçtiği, sadece yayalara açık olan ve Cumhuriyet döneminde konsolosluklara tahsis edilen eski büyükelçilik binaları ile çevrili İstiklal Caddesi de İstanbul'un en popüler caddesi. İstanbulluların, özellikle gençler ve turistlerin en çok ziyaret edilen şehri olan İstiklal Caddesi, kafeleri, barları, restoranları, sanat merkezleri, sinemaları, alışveriş merkezleri ve tarihi dokusu ile 24 saat eğlence ve yaşam sunuyor. İstiklal Caddesi İstanbul'un tarihi, kültürü, eğlencesi ve kalbidir. Sadece İstanbul'da değil, tüm kültürel etkinliklerin yapıldığı sokaklarda, Türkiye'nin en kozmopolit bölgelerinden biri, alışveriş ve yemek fırsatlarıyla dolu bir gün 24 saat zengin bir görünüm sergiliyor. İstiklal, geçmişte etnik çeşitliliği sayesinde mimarlık açısından bir açık hava müzesine benziyor.




DOLMABAHÇE SARAYI

İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde bulunan saray 1853 yılında inşa edilmiştir. Sultan Abdülmecid döneminde inşa edilmiştir. Adı bilinmeyen sarayın mimarı Ermeni Garabet Bayan tarafından yaptırılmıştır. Sarayı tamamlamadan önce ölen mimarın yerini oğlu Nikogos Balyan aldı. Osmanlı İmparatorluğu'nun ana sarayı Topkapı Sarayı, bu sarayın inşasıyla terk edildi. Halifeliğin kaldırılmasıyla birlikte, 6 sultana ve son Osmanlı Halife Abdülmecid'e 1924 yılına kadar ev sahipliği yapmıştır. 1927-1949 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk bu sarayı İstanbul'daki çalışmalarında kullandı ve burada öldü. 1984'ten sonra saray müze olarak halka açıldı. Mukarnas Taksim Hotel'e sadece 1,7 km uzaklıktaki Dolmabahçe Sarayı, saraya 20 dakika içinde yürüyebilirsiniz.




SULTANAHMET CAMİİ

Sultan Ahmet Camii, 1609-1617 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından İstanbul'daki tarihî yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılmıştır. Cami mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Camii (Blue Mosque)" olarak adlandırılır. Ayasofya'nın 1935 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camii konumuna ulaşmıştır.

Aslında Sultanahmet Camii külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük eserlerden biridir. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır.





AYASOFYA

Ayasofya Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra Fatih Sultan Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür. 1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile müzeye dönüştürülmüş, kazı ve tadilat çalışmaları başlatılmış ve 1935-2020 yılları arasında müze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise müze statüsünün iptal edilmesiyle tekrar cami statüsü kazanmıştır.

Ayasofya, mimari bakımdan merkezî planı birleştiren kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır.


TOPKAPI SARAYI

Topkapı Sarayı Müzesi, Osmanlı Devleti'nin idari yapısını anlamak, saray yaşamını gözlemlemek ve Osmanlı İmparatorluğu'nun sahip olduğu zenginliklere tanık olmak için mutlaka görülmeli. Müzede Osmanlı devletinin idari binaları ve padişahın ailesinin yaşadığı Harem dışında Hazine, Kutsal Emanetler, Silah Koleksiyonu, Padişah Portreleri, Mutfaklar ve Porselen seksiyonlarını ziyaret edebilirsiniz.

İstanbul'un fethi ile Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentinin İstanbul'a taşınmasının ardından Fatih Sultan Mehmed tarafından inşa ettirilen ve 1478'den itibaren 380 yıl boyunca devletin idari merkezi ve padişah ile ailesinin yaşam yeri olan Topkapı Sarayı, 9 Ekim 1924 tarihinde müze olarak ziyarete açıldı ve o günden bu yana ziyaretçi sayısı en yüksek müzelerden biri olarak hizmet vermeyi sürdürüyor.





HİPODROM

Sultanahmet Meydanı İstanbul'un en önemli meydanlarından biridir. Bizans devrinde Hipodrom, Osmanlı döneminde At Meydanı olarak bilinen Roma sirki de Meydanın içerisindedir.

Açılış tarihini tam olarak bilemesek de 2.yy’ın sonu ile 3.yy’ın başı arasında kurulduğunu biliyoruz. Ancak hipodromu hipodrom yapan kişi İmparator Büyük Konstantin’dir. Yapıyı genişleterek imparatorluğunun dört yanından muhteşem eserler getirtmiştir. Hipodrom Latincede, at yolu anlamına gelmektedir. Konstantin tarafından yeniden yaptırılan hipodrom; at nalı şeklinde, 480 metre uzunluğunda, 117 genişliğinde ve 100.000 kişilikti. Bazı kaynaklara göre ise 370m ile 120m ebatlarında ve 40.000 kişilikti. Bu yıllarda İstanbul’un nüfusu ise 400.000’di. Hipodrom ile Büyük Saray arasında da geçiş vardı.





KAPALI ÇARŞI

Kapalıçarşı, İstanbul kentinin merkezinde Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtlerininin ortasında yer alan dünyanın en büyük çarşısı ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Kapalıçarşı'da yaklaşık 4.000 dükkan bulunmaktadır ve bu dükkanlarda toplam çalışan sayısı yaklaşık 25.000'dir. Gün içerisindeki en yoğun zamanlarında içinde yarım milyona yakın insan barındırdığı söylenir. Yılda 91 milyon turisti ağırlayan çarşı, dünyanın en fazla ziyaret edilen turistik mekanıdır







YEREBATAN SARNICI

Yerebatan Sarnıcı İstanbul'daki en büyük kapalı sarnıçtır. Ayasofya binasının batısındaki küçük binadan girilir. Sütun ormanı görünümündeki mekanın tavanı tuğla örülü, çapraz tonozludur. Zamanında civardaki bir bazilikadan dolayı bu isimle anılmıştır.

Hâlihazırda İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş. tarafından işletilen Yerebatan Sarnıcı, müze olmanın yanında ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.